Rodeo Roleplay'e Hoşgeldin
Sende aramıza katılmak istiyorsan
Hemen Başvur (DISCORD UZERINDEN)!

Avcılar

DF

Erya Jager

Yeni Üye
5 Haz 2024
2
0
1
11111111.png
AVCILAR
Vizyonumuz;
Saygı ve dayanışma temelinde örnek bir topluluk olarak tanınmaktır. Her kasabada ismimiz anılan, saygı duyulan ve yardımseverliği ile bilinen bir ekip olmayı hedefliyoruz.

Misyonumuz;
Yardımseverlik: Çulsuzlara ve fakirlere yardım ederek, onların daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlarız. Amacımız, toplumun en zayıf üyelerine destek olarak daha iyi bir dünya inşa etmektir.
Adaletin Temsilcisi: İnsanlara ve yaşama zarar veren, hayatlarını kısıtlayan kişilere karşı dururuz. Bizim ve masumların zarar görmesine neden olanları adaletin gereği olarak cezalandırırız.
Kolluk Kuvvetlerine Saygı: Kolluk kuvvetlerine saygı duyar ve onların yanında dururuz. Bu bir işbirliği değil, toplumsal düzen ve adalete olan inancımızın bir yansımasıdır.
Aile Bağları: Birbirine güçlü bağlarla bağlı, aile duygusunu en iyi şekilde yaşayan ve üyelerine sürekli destek olan bir grubuz. Birliğimizden aldığımız güçle her zorluğun üstesinden geliriz.
Saygınlık: Kasabalarda ismimiz anıldığında saygıyla karşılanan bir topluluk olmayı amaçlıyoruz. Davranışlarımız ve eylemlerimizle saygınlığımızı korur ve geliştiririz.


Vahşi Batının Gölgelerinde: Avcılar’ın Hikayesi
Dante'nin Başlangıcı
Dante, Amerika'nın vahşi batısında, bir Kızılderili babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Annesini küçük yaşta kaybetmişti ve hayatta kalan tek akrabası olan babasıyla birlikte yaşam mücadelesi veriyordu. Babası ona, doğayla uyum içinde yaşamayı, hayatta kalma becerilerini ve vahşi batının zorluklarına karşı dayanıklı olmayı öğretti. Dante, bu zorlu dünyada büyürken, babasının bilgelik dolu sözlerini ve öğretilerini dikkatle dinledi. On altı yaşına geldiğinde, Dante artık babasıyla birlikte hayatta kalmak için gerekli tüm becerilere sahipti. Ancak, bir gün babası aniden hastalanıp öldüğünde, Dante'nun dünyası başına yıkıldı. Artık hayatta tek başınaydı ve sırtını dayayacağı kimsesi yoktu. Bu, Dante'nin hayatında bir dönüm noktası oldu. Babasından öğrendiği bilgilerle tek başına hayatta kalmayı başardı, ancak bu yeni durum ona daha büyük bir mücadele anlamına geliyordu. Dante, 17 yaşına geldiğinde, vahşi batının acımasız gerçekleriyle başa çıkmayı öğrendi. Para kazanmanın yollarını aramaya başladı ve bunun için çeşitli işler denedi. Avlanma, madencilik ve hatta kumar oynayarak geçimini sağladı. Ancak, zengin olmanın ve hayatta güçlü kalmanın yollarını keşfetmek için bir ekibe ihtiyaç duyduğunu anladı. Bu amaçla, sıklıkla takıldığı bir barda yeni insanlarla tanışmaya ve ekibini kurmaya çalıştı.

Erya'nın Başlangıcı ve Dante ile karşılaşması
Erya, 1874 yılında Black Water kasabasında doğdu. Babası Jimmy, bir gezgin olarak Erya'yı geniş dünyayı tanıtmak için sık sık uzun yolculuklara çıkardı. Erya'nın çocukluğu, at sırtında geçen günlerle doluydu. Atlar, onun en büyük tutkusuydu ve bu tutku, babasıyla yaptığı yolculuklarda daha da pekişti. Babası ona atların nasıl bakım yapılacağını, nasıl eğitileceğini ve en iyi atların nasıl seçileceğini öğretti. Erya, 25 yaşına geldiğinde, babasının bilgeliğiyle kendine atik, çevik ve dayanıklı bir at aldı. Bu simsiyah atına Zeus adını verdi. Ancak, Erya'nın hayatında başka zorluklar da vardı. O, zamanla alkole yenik düşmüş ve şişmanlamıştı. Bu durum, onun vahşi batının zorluklarıyla başa çıkmasını zorlaştırıyordu. Erya, sık sık bir barda vakit geçiriyordu ve burada kaderi Dante ile kesişti. Bir gece, Dante barda bir kavganın ortasında kaldığında, Erya ona yardım etti. Erya'nın yardımıyla Dante, kavgadan sağ salim çıktı ve bu olay, ikisinin arasında güçlü bir dostluğun başlangıcı oldu. Dante, Erya'nın sadık bir dost ve güvenilir bir ortak olabileceğini anladı. Birlikte, vahşi batının zorluklarına karşı omuz omuza mücadele etmeye başladılar.

Vera’nın dahil olması
Vera'nın hayatı, ailesiyle kaldıkları eve yapılan bir baskınla altüst oldu. Bu baskında annesini kaybetti ve babasıyla baş başa kaldı. Babası, eşine yapılanlardan dolayı büyük bir acı çekiyordu ve kızını korumak için ona silah kullanmayı öğretti. Ancak, Vera, aile terimini ve bağlılığını tam anlamıyla bilmeyen bir gençti. Babası, Dante ile görüşmesini istemiyordu çünkü onun tehlikeli biri olduğunu düşünüyordu. Ancak, Vera ve Dante çocukluklarından beri tanışıyorlardı ve aralarındaki bağ çok kuvvetliydi. Vera, büyüdüğünde babasının isteğine karşı geldi ve Dante ile takılmaya başladı. Onunla birlikte yaşadığı maceralar, Vera'ya gerçek bir aile bağının ne demek olduğunu öğretmeye başladı. Dante ve Erya ile birlikte geçirdiği zaman, Vera'nın içindeki boşluğu doldurdu ve ona gerçek dostluk ve bağlılık duygularını kazandırdı.

Üçlü’nün bir araya gelmesi
Dante, Erya ve Vera'nın yolları, vahşi batının geniş topraklarında birleşti. Dante'nun liderliğinde, Erya'nın bilgi ve tecrübeleri, Vera'nın cesareti ve kararlılığı, onları güçlü bir ekip yaptı. Birlikte, avlanma, madencilik ve diğer işlerde başarıya ulaştılar. Her biri kendi geçmişlerinden getirdikleri deneyimlerle ekibe katkıda bulundu. Dante'nin stratejik zekası ve liderlik becerileri, Erya'nın agresifliği ve dayanıklılığı, Vera'nın cesareti ve sadakati, onları vahşi batının en korkulan ve saygı duyulan ekiplerinden biri haline getirdi. Bu üç arkadaş, birlikte geçirdikleri zamanlarda birbirlerine sıkı sıkıya bağlandılar ve gerçek bir aile oldular.

Yeni Bir Yoldaş: Küçük Çocuğun Kurtarılması
Dante, Erya ve Vera, bir gün atlarıyla avlanmak için yola çıktılar. Geniş bozkırda ilerlerken, uzaktan gelen silah sesleri dikkatlerini çekti. Hızla sesin geldiği yöne doğru sürdüler. Bölgeye ulaştıklarında, yerde yatan iki cansız beden ve yanlarında devrilmiş bir at arabası gördüler. Manzara, vahşi batının acımasızlığını bir kez daha gözler önüne seriyordu. Geri dönmeye karar verdiklerinde, Erya at arabasının arkasındaki samanlıklardan bir ses duydu. Bu, hüngür hüngür ağlayan bir çocuğun sesiydi. Erya, pompalı tüfeğini çekip dikkatlice sesin geldiği yere yaklaştı. Samanların arasından küçük bir çocuk çıktı ve titreyen sesiyle, "Lütfen beni vurmayın," dedi. Dante, atının üzerinde ekibine dönerek, "Erya onu bırak, ihtiyacımız yok. Üstesinden gelecektir!" dedi. Vera itiraz etti, "Hayır Dante, onu burada bırakamayız, bu onun ölmesine sebep olabilir. Biz kötü insanlar değiliz." Dante sinirli bir ses tonuyla, "Bizler melek değiliz. Bu çocuğu yanımıza alırsak bize ayak bağı olabilir! Bizi oldukça yavaşlatacak. Bu kararınızdan emin misiniz?" dedi. Vera ve Dante, Erya'ya döndü. Karar Erya'daydı. Söz hakkı Erya'da iken, "Aldık başımıza belayı," diyerek çocuğu ensesinden tutup atının arkasına koydu. O sırada Dante, "Kararınız bu yöndeyse saygı duyacağım," diyerek yollarına koyuldular.

Birlikteki Güç
Küçük çocuk, isminin Kelvin Fresh olduğunu söyleyerek ekibin yeni bir üyesi olarak hayatlarına katıldı. Başlangıçta Dante'nin endişeleri doğrulandı; Kelvin, onlara ayak bağı oldu ve ilerlemelerini yavaşlattı. Ancak zamanla, Kelvin grubun bir parçası haline geldi. Vera ona şefkat gösterdi ve küçük çocuğun travmalarını atlatmasına yardımcı oldu. Erya, dövüş stratejileri ve hayatta kalma becerilerini öğretti. Dante ise çocuğa, vahşi batının acımasızlıklarına karşı dirençli olmayı ve güçlü kalmayı öğretti. Dante, Erya ve Vera, Kelvin ile birlikte geleceğe umutla bakarak, vahşi batının zorluklarını aşmaya devam ettiler. Dante'nun babasından öğrendiği hayatta kalma becerileri, Erya'nın yaşam mücadelesine olan dayanıklılığı, Vera'nın cesareti ve küçük çocuğun yenilmez azmi, onları başarıya götüren en önemli unsurlardı. Amerika'nın vahşi batısında, onların dostluğu ve birlikteliği, hayatta kalmanın ve başarıya ulaşmanın en güçlü yolu oldu.
 
Son düzenleme:

Erya Jager

Yeni Üye
5 Haz 2024
2
0
1
Yeni Karakter: Gray ile Tanışma
Saint Denis'teki Büyük Dövüş

Dante, Vera, Erya ve büyümüş olan genç Kelvin Saint Denis'e doğru gitmişlerdir. Vera kıyafetlere, mağazalara, Erya ise gördüğü ilk bara, Kelvin de Dante'nin peşinden bilgi edinmeye gitmiştir. Dante, Saint Denis'de bir dövüş müsabakası olduğunu ve "Gray" lakaplı bir dövüşçünün uzun yıllardır dövüştüğünü ve bu gece bütün meydan okumaları kabul ettiğini, ortada ise büyük bir bahis olduğunu öğrenmiştir. Dante hemen Kelvin'e, "Git diğerlerini bul ve buraya getir!" demiştir. Kelvin koştura koştura Vera'ya uğradı ve Vera'yı Dante'nin yanına getirdi. Tekrardan koştura koştura tüm sokaklarda Erya'yı arıyordu fakat bulamıyordu. Tam nefes nefese kalmış soluklanırken yakınlarında bulunan bir bardan yüksek gürültüler duyuyordu. Muazzam bir kavga var gibiydi. Dante de bu sesi Vera ile birlikte zaten duymuş ve Erya'nın orada olduğunu anlayıp topluca o bölgeye gitmişlerdir. Kırılan camın içerisinden Dante, Erya'ya doğru bakmaktaydı. Erya, konyaktan bir yudum alıp adamın kafasına vuruyordu ve durmadan tekrar bunu devam ediyordu. Bu durumun karşısında Vera olaya atılıp müdahale edilmesi gerektiğini anlayıp müdahale etmek için yaklaşmaktaydı. Bara doğru girip Erya'yı bardan çıkarttı. Dante gülerek, "Bir rahat durmuyorsun be adam," dedi. Erya da gülerek karşılık verdi ve ardından Dante olaya girerek öğrendiği müsabakayı Erya'ya anlattı. "Gece büyük bir dövüş etkinliği olacak, üzerinde büyük bir para var. Bunu senin başarman gerekiyor ve bundan eminiz. Rakibine 'Gray' diye sesleniyorlar. Bu gece bizim gecemiz, buna hazırlan dostum," dedi.

Dövüş Başlıyor
Gece vakti geldi. Erya üzerini çıkartıp yırtık pantolonu ve askılığıyla gururlu bir şekilde sahneye indi. Dante, Vera ve Kelvin at üzerinden tezahürat yapmaktaydılar. Rakibi gelmişti; kaslı ve Erya'ya göre fazla uzundu. Dövüş tecrübesi vücudundaki yaralardan oldukça belliydi. Bunu umursamayan Erya, rakibine büyük bir şevkle bakıyordu. Fakat rakibi Gray olgunlukla ve sakin bir şekilde rakibini inceleyip analiz ettiği gözlerinden belli olmaktaydı. Atın üzerindekiler bunu farketmişti fakat Erya'ya o kadar çok güveniyorlardı ki hiç endişe duymamışlardı. O an gelmişti, dövüş başlamıştı. Gray yerinde sabit bir şekilde beklemekteydi. Erya, zil sesini duyar duymaz rakibine doğru sallana sallana koşmuş ve yumruklarını sallamaktaydı. Gray hepsini savurmuştu, saldırmaya fırsatı yoktu. Gray, Erya'nın yorulacağını ve o noktaya kadar savunması gerektiğini anlamaktaydı fakat Erya kilosuna ve boyuna rağmen asla yorulmuyor, tam aksine gittikçe zevk alıyordu. Gray şaşırmıştı fakat bu durumu bozuntuya vermedi ve soğukkanlılığını koruyarak anlık bir taktik ile Erya'yı yere düşürdü. Erya uzun bir süre sonra yenik düşmenin tadını alıp daha fazla şevkle ayağı kalkıp gardını alıp Gray'i bekliyordu. Gray, Erya'nın formunu değiştirdiğini ve farklı bir taktiğe geçtiğini anlamıştı, analiz etmişti. İki rakip birbirine doğru yaklaştı, sırayla birbirlerini yumruklamaya başladılar. Bir Erya, bir Gray vurmaktaydı; bitmeyen bir dövüştü. Bunu gören ve kulaktan kulağa aktarılan bu büyük dövüş, sonlara doğru daha büyük bir seyirci kitlesiyle büyük tezahürat karşısında heyecanlı dakikalara sahne olmaktaydı. İkisinin de yüzü kanlar içerisinde olmasına rağmen gülmekteydiler. Erya tüm gücünü biriktirip Gray'in tam çenesine bir yumruk savurdu. Bu darbeyi sert bir şekilde yiyen Gray, yere doğru düştü. Erya tam sevinmişken, Gray sağ elini geriye doğru alıp son gücüyle bir yumruk salladı ve Erya'nın tam burnuna geldi. Burnu kırılan Erya, Gray'e doğru bakıp gülümsedi ve sırt üstü yere düştü. Aynı zamanda Gray'in daha fazla enerjisi kalmadı, yüz üstü Erya'nın üstüne düştü. Dövüşün kazananı yoktu; bütün Saint Denis halkı bunu konuşmaktaydı. Dante, at üzerinde bu olağan dövüşü dikkatlice izledi ve hayatı boyunca ilk defa Erya'nın karşısında bu kadar uzun süre durabilen birisini gördü ve Gray denen kişiyi ekibinin bir parçası yapmak istiyordu.

Gray'in Ekibe Katılması
Gün ışıklarında Erya ayılmaya başlamıştı. Dante, Vera'yı ve Kelvin'i alıp Erya'nın yanına gitmişlerdi. Dante, Erya'ya "İyi bir dövüştü, elinden geleni yaptın. Karşındaki adam da bir o kadar iyiydi ve dövüş sandığımızdan da uzun sürdü," dedi ve ardından Gray'in ekibe katılmasıyla ilgili düşüncelerini Erya'ya sundu, ardından fikrini belirtmesini istedi. Erya, Dante'ya dönüp, "Daha demin ringde birbirimizi boğazladığımız adamdan mı bahsediyorsun? Tabii ki de evet, daha onunla sonucu belli olmayan dövüşüm var zaten. Sen bu konuyu açmasaydın ben seninle görüşecektim," dedi ve Dante kafasını Vera'ya çevirdi. Vera başını olumlu yönde sallayarak durumu onayladı. Kelvin ise bir anda atlayıp, "Evet evet, bu adam işime yarayabilir, alalım," dedi. Dante ise Kelvin'e, "Henüz karar verebilecek olgunluğa ulaşmadın," dedi. Kelvin surat asıp Erya'nın yanına oturdu. Erya bir anda Kelvin'i boyun kilidine alıp, "Sen büyüdün mü bakalım sen," diyerek karşılıklı gülmeye başladı. Ertesi gün Erya, diğer ekip üyeleriyle birlikte lakabı Gray olan kişinin yanına bara uğradı. Erya, Gray'e doğru yaklaştı ve ona bir viski ısmarladı ve Gray'e, "Hey ahmak, bizimle birlikte olmak istiyor musun yoksa bir tur daha mı seni döveyim," diyerek kahkahaya boğuldu. Lakabı Gray olan Zenin, Erya'nın arkasında olgun duran erkeğe ve yanındaki kadına bakarak, "Biraz heyecan hiç fena olmaz," diyerek masalarına davet etti. O sırada genç Kelvin, kadınların arasında aslanlarla nasıl dövüştüğünü, bir bıçak ile nasıl dört timsahı alt ettiğini anlatıyordu. Erya, "Çırak, iş konuşuyoruz buraya gel!" diyerek bağırdı ve Kelvin kadınlara dönüp, "Hanımlar, hemen döneceğim, bekleyin beni," diyerek ayrıldı ve ekibin masasına dahil oldu.Dante, Gray'in gözlerinin içine bakarak, "Ne düşünüyorsun bilmiyorum ama bizler bir çete değiliz, çeteden öteyiz, aileyiz. Sen Gray, ailen var mı?" dedi. Gray ise, "Önceden bir babam vardı ama tarih mazide kaldı anlaşılan. Şimdi ise iyi dövüşen bir duba, bir genç, bir hanımefendi ve sen gibi yeni dostlarım olacak. Teklifinizi reddedecek bir sebebim yok, ailenizin bir parçası olmaktan memnuniyet duyarım," dedi ve ismini bahşederek hepsiyle teker teker el sıkıştı. Ardından Erya, Kelvin'i boyun kilidine alarak, "Kutlama vaktiiiii!!!" diye bağırıp büyük bir kavga çıkartmaya başladı. Dante ile Vera sakin bir şekilde bardan çıktılar. Gray ve Kelvin sırt sırta verip bardaki herkesi dövmeye başladı. O sırada köşede dayak yiyen bir genç vardı, Kelvin'i duvardan duvara fırlatıyorlardı. Bu durumu gören Erya, göbeğiyle ileri atılıp koşarak müdahale etti ve Erya'nın koştuğunu gören Gray, yardım etmek için yanlarına doğru koştu. Zenin'in yeni ailesiyle macerası şimdi başlıyordu.