Noir Posse Oluşma Hikayesi
Arthur "Peaked Cap" Martin, Kansas'tan yola çıktığında aradığı şeyin tam olarak ne olduğunu bilmiyordu, ama peşine düşen belaların onu bir yere götüreceğinden emindi. Onun gibi başına buyruk bir adam için Vahşi Batı, koca bir av sahasıydı. Arthur, kara kasketini biraz daha sıkıca başına geçirirken, bu çorak topraklarda yalnız bir kurt gibi dolaşmanın getirdiği yorgunluk omuzlarına çökmüştü. Yalnızlığı, her gün daha da ağırlaşıyordu. Bir gün, doğu sınırındaki tozlu bir kasabada, köhne bir barda otururken gözüne Patrick "MadBullet" Harding çarptı. Patrick, barın en uzak köşesindeki masada oturuyor, önündeki içkiye yoğunlaşmış bir haldeydi. Sırtındaki ağır deri ceket, belindeki ağır silahlar ve gözlerindeki delilik parıltısı, onun sıradan biri olmadığını açıkça belli ediyordu. Patrick ile ilk bakışta kurulan bu sessiz bağ, Arthur'un dikkatini çekmişti. Arthur, barın içindeki karanlığa bir adım daha atarak Patrick'in yanına oturdu ve ilk kelimeler, ağızlarından dökülmeden önce havada yankılandı: "Seninle aynı yolda yürüyoruz, dostum." Ertesi sabah, kasabanın dışındaki dar bir yolda, Arthur ve Patrick, Micheal "Dirty Micheal" Mando'ya rastladı. Micheal, çamura bulanmış paltosuyla, az önce bir kavgadan çıkmış gibi görünüyordu. Üzerindeki tozlu kıyafetler, geçmişinin ne kadar kirli olduğunu adeta haykırıyordu. Ancak Arthur ve Patrick, onun içinde saklı olan sadık ve cesur ruhu bir şekilde fark ettiler. Micheal, kendisine doğru yaklaşan bu iki yabancının tehlikeli olduğunu sezmişti ama gözlerindeki güven ve ortaklık arayışı onu derin bir şekilde etkiledi. Böylece, Micheal da bu karanlık yolun bir parçası oldu. Grup, kasabanın batısına doğru ilerlerken Clark Wood ve kız kardeşi Victoria Woodhull ile tanıştılar. Clark, ağır aksesuarlı ceketleri ve belindeki keskin bıçağı ile gözü pek bir adamdı. Victoria ise zarif bir şıklıkla giyinmiş, ancak gözlerindeki sertlik ve kararlılık ile hemen dikkat çekiyordu. Onlar, kasabanın dışında kendilerine saldıran bir grup haydutun arasında sıkışıp kalmışlardı. Arthur ve ekibi, bu kardeşlerin zor durumda olduğunu fark ettiğinde, tereddüt etmeden yardıma koştular. Bu, onların birbirlerine olan güvenin ilk tohumu oldu. Zamanla bu beş yabancı, kaderin karanlık bir iplikle bir araya getirdiği bir aile gibi oldular. Hepsi geçmişlerinden kaçarken, aynı yolda buluşmuşlardı. Ekip, siyah giyimleri ve başlarındaki kasketlerle kasabalarda tanınır hale geldi. Kimi zaman bir bankayı soyarken, kimi zaman da bir barın içinde kavgaya tutuşurken görüldüler. İnsanlara karşı tavırları ise her zaman sabit değildi; kibar olanla kibar, saygısız olanla acımasız oldular. Bu ekip, Vahşi Batı'nın tozlu yollarında yürürken, arkalarında unutulmayacak bir iz bırakacaklarından emindiler. Ve bu iz, her adımda daha da karardı...
Noir Posse Hikaye
Barın köşesinde, şehrin en güçlü iş adamlarından biri olan Charles Monroe'nun, önemli belgeleri içeren bir çanta ile oturduğunu fark ettiler. Çanta, Monroe'nun şehri kontrol eden büyük bir suç organizasyonuna ait olduğu söylenen belgeleri içeriyordu. Arthur, çantanın Monroe'nun masasında olduğunu gördüğünde, ekibine bir işaret verdi. Patrick, barın diğer köşesinde sarhoş bir müşteriyle kavga çıkararak dikkatleri üzerine çekti. Micheal, bu kargaşayı fırsat bilerek barın mutfağında çalışıyor gibi görünerek içeri sızdı. Victoria ve Clark ise, müşterilerle ilgilenen garsonlara yardımcı oluyor gibi yaparak ortamı kontrol altında tuttular. Arthur, Monroe’nun dikkatini başka yöne çekmek için bir plan yaptı. Monroe’nun masasına yaklaşarak ona iş teklifi sunan bir sahne yaratmak için dikkatlice konuşmaya başladı. Monroe’nun ilgisini çeken bu teklif, dikkatini çantadan uzaklaştırmayı başardı. Clark ve Victoria, bu fırsattan yararlanarak çantayı çaldılar. Micheal, çantayı güvenli bir şekilde ekip üyelerinin bulunduğu arka odaya getirdi. Ancak, planları tam olarak istediği gibi gitmedi. Monroe'nun adamları çantanın çalındığını fark etti ve barı taramaya başladılar. Arthur ve ekibi, çantayı güvenli bir yere götürmek için barın arka kapısından çıkış yaptı. Ancak, Monroe'nun adamları, çetenin peşine düşmüştü. Ekip, hızla hareket ederek şehirdeki bir saklanma yerine doğru yola koyuldu. Saklanma yerine ulaşırken, ekip bir dizi çatışmaya girmek zorunda kaldı. Patrick 'MadBullet', düşmanları uzak tutmak için hızlı ve hassas atışlar yaparak güvenliği sağladı. Victoria, ekibi korumak için stratejik olarak yerleştirilen tuzaklar kurdu. Micheal ve Clark, ekibin geri kalanını savunmak ve çatışma sırasında dikkat dağıtmak için mücadele etti. Çantanın içindeki belgeler, Monroe'nun suç organizasyonunun şehirdeki çeşitli kirli işlerini belgelerken, aynı zamanda önemli stratejik bilgiler de içeriyordu. Ekip, bu bilgilerin bir kısmını şehirdeki diğer çetelerle pazarlık yaparak, kendi güçlerini artırmak için kullanmayı planladı. Çeteniz, çantayı güvenli bir şekilde sakladıktan sonra, Monroe'nun adamlarını etkisiz hale getirdi ve şehrin yeraltı dünyasında yeni bir güç kazandı. Ekip, kendilerini sadece para kazanmakla kalmadı, aynı zamanda şehirdeki dengeyi değiştirecek stratejik bilgiye sahip oldu. Arthur “Peaked Cap” Martin ve ekibi, bu geceyi şehrin karanlıklarına bir mesaj olarak bıraktılar: Kimse onlara karşı koyamazdı. Her bir üye, kılık değiştirip barda bir diğer kavgaya girişerek eski alışkanlıklarına döndü, ancak bu sefer, şehirdeki güç dengelerini kendi lehlerine çevirmişti.