Rodeo Roleplay'e Hoşgeldin
Sende aramıza katılmak istiyorsan
Hemen Başvur (DISCORD UZERINDEN)!

LA SAGRADA FAMILIA

DF

Samuel White

Vatandaş
29 Mar 2024
7
0
1
Texas’ın sert topraklarında, yasaların gücünün soluk kaldığı bir yerde, Benjamin Rodrigues adında bir adam vardı. O, korkusuz ve kararlı bir liderdi ve yanında, güvenilir yardımcısı Derek ile birlikte, on kişilik bir çete kurmuştu. Bu çete, Vahşi Batı’nın en korkulan adamlarıydı.
Marcel, çetenin en hızlı tetikçisiydi; her zaman düşmanından bir adım öndeydi. Johnny, kumarbazdı ve her zaman bir ası kovanında saklıyordu. Juan, atları konuşturan adamdı; hiçbir at onun elinden kaçamazdı. Sirius, sessiz ama ölümcül bir keskin nişancıydı; gözlerinin önünden hiçbir şey kaçmazdı.
Bert, patlayıcılar konusunda bir dahi, Konstantin ise soğukkanlı bir stratejistti. Orlando, çetenin şakacısı, her zaman moralleri yüksek tutardı. Jimenez ise, gizli bilgilerin adamıydı; hiçbir sır ondan saklı kalamazdı.

Texas’ın kavurucu güneşi altında, Benjamin Rodrigues ve onun çetesi, Vahşi Batı’nın en karanlık köşelerinde adlarını duyurmuşlardı. Onların illegal faaliyetleri sadece banka soygunları ve tren baskınlarıyla sınırlı değildi; onlar aynı zamanda sınır kasabalarını da hedef alıyorlardı.

Bir gece, çete, zengin bir madenci kasabasına sızdı. Marcel ve Johnny, kasabanın şerifini kumar masasında oyalarken, Juan ve Sirius, kasabanın bankasına gizlice girdiler. Bert ve Konstantin, patlayıcıları hazırladılar ve kasabanın ana kasasını havaya uçurdular. Orlando, çevredeki insanları eğlendirerek dikkatleri dağıttı, Jimenez ise kasabanın giriş ve çıkışlarını gözlüyordu.
Çete, kasabadan büyük bir altın ve gümüş yüküyle kaçmayı başardı. Bu olay, onların efsanesini daha da büyüttü ve Rodrigues’in adı, Vahşi Batı’nın en korkulan adamı olarak anılmaya başlandı.
Ancak, çetenin faaliyetleri sadece hırsızlıkla sınırlı kalmadı. Onlar aynı zamanda kaçakçılık ve kara borsa işlerine de bulaşmışlardı. Derek, çetenin işlerini genişletmek için diğer çetelerle ittifaklar kurdu. Onlar, silah ve viski kaçakçılığı yaparak, yasa dışı işlerini daha da derinleştirdiler.

Vahşi Batı’nın tozlu yollarında adları efsaneleşen Benjamin Rodrigues ve çetesi, bir süreliğine illegal faaliyetlerini durdurmuştu. Onların gözleri artık başka bir hedefteydi: eski bir efsaneye göre, Sierra Nevada dağlarının derinliklerinde gizlenmiş büyük bir hazine vardı.
Bu hazine, eski bir madenci tarafından bulunmuş ve sonra kaybolmuştu. Efsaneye göre, hazineyi bulan kişi, Vahşi Batı’nın en zengin adamı olacaktı. Benjamin ve çetesi, bu hazineyi bulmak için yola koyuldular.
Yolculukları onları, haritada bile yer almayan unutulmuş kasabalara, derin kanyonlara ve geçit vermez dağlara götürdü. Marcel, pusulaları ve haritaları yönetirken, Derek, çetenin moralini yüksek tutuyordu. Johnny ve Juan, gece nöbetlerinde çakalların ve diğer vahşi hayvanların gözlerini gözlüyorlardı.
Sirius ve Bert, dağlarda yol açarken, Konstantin ve Orlando, eski madenci kamplarında ipuçları arıyorlardı. Jimenez ise, yerel halkla konuşarak, hazineyle ilgili efsaneleri topluyordu.
Günler süren arayıştan sonra, çete, bir mağaranın gizli girişini buldu. İçeri girdiklerinde, gözlerine inanamadılar: Sözde altınlar, mücevherler ve değerli taşlarla dolu bir oda olmalıydı ancak bu sadece bir halk söylentisinden başka bir şey değildi, Bu olay çetenin güleceği bir hikaye olarak raflara kaldırıldı.

Gecenin sessizliği, yıldızların altında uyuyan çete üyelerini sarmıştı. Benjamin Rodrigues, kampın dışında kısa bir gezintiye çıkmıştı. Ancak bu gece, kader onun için başka planlar yapmıştı. Büyük bir şerif konvoyu, sessizce onun peşine düşmüştü ve Benjamin, ansızın yakalandı.
Çete, liderlerinin yokluğunu fark ettiğinde, hemen harekete geçti. Derek, çetenin en hızlı atını sürerek, Benjamin’in izini sürdü. Gökyüzünde parlayan yıldızlar, ona yol gösteriyordu. Diğer çete üyeleri, silahlarını kuşanarak, Derek’in peşinden gittiler.
Şerifin konvoyu, Benjamin’i kasabanın hapishanesine götürmüştü. Çete, gizlice kasabaya sızdı ve bir plan yapmaya başladı. Marcel ve Johnny, kasabanın dikkatini dağıtmak için bir bar kavgası çıkardı. Juan ve Sirius, kasabanın elektrik direklerini devirerek, ışıkları söndürdüler.
Bert ve Konstantin, hapishanenin duvarlarına dinamit yerleştirdiler. Orlando, patlamayı beklerken, şerifin adamlarını oyunlarıyla meşgul etti. Jimenez, hapishanenin koridorlarında gizlice ilerleyerek, Benjamin’in hücresini buldu.
Patlama anında, tüm kasaba sarsıldı ve çete, hızla harekete geçti. Benjamin, Jimenez’in yardımıyla hücresinden çıktı ve çete üyeleri, birlikte kasabadan kaçtılar. Şerif ve adamları, şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken, çete, geceye karışarak izlerini kaybettirdi.

Vahşi Batı’nın derinliklerinde, Benjamin Rodrigues ve çetesi için yeni bir fırsat doğmuştu. Güvenilir bir kaynaktan, parayla dolu bir trenin yola çıkacağını öğrenmişlerdi. Benjamin, bu bilgiyi çetesine iletirken gözleri parlıyordu; bu, onların en büyük soygunlarından biri olacaktı.

“Arkadaşlar,” dedi Benjamin, “bu tren, bizi Vahşi Batı’nın en zengin adamları yapabilir. Her birimiz, bu soygun için en iyi yeteneklerimizi kullanmalıyız.”

Derek, hemen plan yapmaya başladı. “Trenin güzergahını ve saatini öğrenmemiz gerekiyor. Jimenez, bu bilgileri bulabilir misin?”

Jimenez, görevi kabul etti ve kasabaya giderek, trenin hareket saatini ve rotasını öğrendi. Çete, soygun için hazırlıklara başladı.
Marcel ve Johnny, atları hazırladılar; onlar, kaçış için en hızlı yoldan gitmeyi planladılar. Juan ve Sirius, silahlarını temizleyip, mermilerini doldurdular. Bert ve Konstantin, patlayıcıları hazırlarken, Orlando, çetenin morallerini yüksek tuttu.
Soygun günü geldiğinde, çete, trenin geçeceği köprüye yakın bir yere gizlendi. Tren köprüye yaklaştığında, Bert ve Konstantin, patlayıcıları ateşledi ve köprünün bir kısmını havaya uçurdular. Tren, ani bir frenle durdu.
Çete, hızla harekete geçti. Benjamin ve Derek, vagonlara sızdı ve bekçileri etkisiz hale getirdi. Diğer çete üyeleri, yolcuları sakinleştirirken, Benjamin ve Derek, trenin kasasını açtı ve içindeki paraları çuvallara doldurdu.

Çete, paralarla birlikte atlarını sürerek, geceye karıştı. Arkalarında bıraktıkları şaşkın yüzler ve anlatılacak yeni bir hikaye vardı. Benjamin Rodrigues ve çetesinin bu soygunu, onların efsanesini daha da büyüttü ve Vahşi Batı’nın en cesur çetesi olarak nam saldı.

Güneş batarken, Benjamin Rodrigues ve çetesi, parayla dolu çuvallarla kamp alanlarına döndüler. Ateşin etrafında toplanmışken, bir gerçek onların aklına geldi: Onlar, Vahşi Batı’nın en ünlü çetesi olmuşlardı, ama hala unutulmaz bir isimleri yoktu.

Benjamin, derin bir düşünceyle söze başladı: “Arkadaşlar, bizim efsanevi maceralarımızı anlatacak, tarihe geçecek bir isme ihtiyacımız var.”

Derek, “Bir isim, bizi sadece korkulan değil, aynı zamanda saygı duyulan bir grup olarak da tanımlamalı,” diye ekledi.

Çete üyeleri, fikirlerini paylaşmaya başladılar. Marcel, “Bir isimde güç ve ihtişam olmalı,” dedi. Johnny, “Aynı zamanda, bizi bir aile gibi göstermeli,” diye fısıldadı.

Sonunda, Juan, “La Sagrada Familia,” diye öneride bulundu. “Bu isim, hem gücümüzü hem de birliğimizi temsil eder.”
Herkes bu isme hayran kaldı. La Sagrada Familia, sadece bir isimden daha fazlasıydı; bir semboldü, bir mirastı. O andan itibaren, Benjamin Rodrigues ve çetesinin adı, La Sagrada Familia olarak anılacaktı.
Göçebe hayatın tozunu üzerlerinden atarak, La Sagrada Familia çetesi, Saint Denis’in deniz kenarında, zamanın ve rüzgarın hikayelerini fısıldayan eski bir konak satın aldı. Bu konağın duvarları, geçmişin sırlarını saklıyordu ve çete, bu sırları yeniden hayata döndürmeye karar verdi.

Benjamin Rodrigues, “Artık bir yuvamız olacak,” dedi. “Bir yerde kök salmak, bizi sadece daha güçlü kılacak.”

Çete, konağı restore etmek için kolları sıvadı. Marcel, mimari planları çizdi; Johnny ve Juan, inşaat malzemelerini topladı. Sirius ve Bert, konağın hasar görmüş bölümlerini onardı. Konstantin, bahçeyi düzenlerken, Orlando, iç dekorasyonla ilgilendi.
Günler ve geceler boyunca, çete, konağı eski ihtişamına kavuşturdu. Yüksek tavanlar, geniş salonlar ve zarif balkonlar, onların yeni evlerinin bir parçası oldu. Jimenez, kütüphaneyi doldurdu ve Derek, güvenlik sistemlerini kurdu.
Sonunda, La Sagrada Familia’nın yeni yerleşim yeri, Saint Denis’in en göz alıcı yapılarından biri haline geldi. Konak, çetenin zenginliğini ve başarılarını simgeliyordu. Artık onlar, sadece Vahşi Batı’nın en ünlü çetesi değil, aynı zamanda en saygın ailelerinden biri olarak da anılacaklardı.
 

Samuel White

Vatandaş
29 Mar 2024
7
0
1
Konağın kapıları, dostlara ve müttefiklere her zaman açıktı. La Sagrada Familia, yeni evlerinde, gelecek maceralarına ve başarılarına yelken açmaya hazırdı.

La Sagrada Familia’nın konağının salonunda, altınlar ve değerli taşlarla dolu sandıkların yanında otururken, Benjamin Rodrigues’in aklına bir düşünce geldi. “Arkadaşlar,” dedi, “zenginliğimiz göz kamaştırıcı, ama unutmayalım ki gözler üzerimizde. İşlerimizi gizleyecek bir örtüye ihtiyacımız var.”

Çete üyeleri, bu düşünce üzerine kafa yormaya başladılar. Derek, “Saint Denis’de, herkesin dilinde olan ihtişamlı bir bar ve casino var,” diye öneride bulundu. “Eğer onu alabilirsek, hem işlerimizi gizleriz hem de zenginliğimizi artırırız.”

Marcel, “Evet, ve bu bar ve casino, şehrin en seçkin kişilerini çeker. Böylece, daha fazla bağlantı kurabiliriz,” dedi.

Johnny, “Ayrıca, bu sayede yasal bir işletmemiz olur ve şerifin gözünden düşeriz,” diye ekledi.

Çete üyeleri, bu fikri heyecanla karşıladılar. La Sagrada Familia, Saint Denis’deki bar ve casino’yu satın aldı ve onu, şehrin en gözde mekanlarından biri haline getirdi. Geceleri ışıklar altında parlayan bu mekan, hem zenginlerin hem de macera arayanların uğrak yeri oldu.
Benjamin ve çetesi, gündüzleri işletmeyi yönetirken, geceleri ise konağın sakinliğinde yeni planlar yapmaya devam ettiler. La Sagrada Familia’nın adı artık sadece korku değil, aynı zamanda ihtişam ve eğlence ile anılıyordu.

Konağın ihtişamlı salonunda, La Sagrada Familia’nın zenginliği her geçen gün artarken, şeriflerin gözleri de onların üzerindeydi. Jimenez, gizli bağlantılarından aldığı bir haberle konağa döndü. Nefes nefese, çeteye önemli bir bilgi verdi: “Şeriflere silah sevkiyatı yapacak bir tren yarın gece yola çıkacak.”

Çete üyeleri, bu fırsatın farkına vardılar. Benjamin, hızla bir toplantı düzenledi ve herkesi etrafına topladı. “Bu tren, bizim için büyük bir fırsat,” dedi. “Silahlar, bizim için hem güç demek hem de gelecekteki işlerimiz için bir sigorta.”

Derek, “Evet, bu silahları ele geçirirsek, hem şeriflerin gücünü azaltmış oluruz hem de kendi savunmamızı güçlendiririz,” diye ekledi.

Planlar yapıldı, görevler dağıtıldı. Marcel ve Johnny, trenin güzergahını ve saatini öğrenmek için kasabaya gittiler. Juan ve Sirius, atları hazırladılar; çünkü hızlı bir kaçış onları bekliyordu. Bert ve Konstantin, patlayıcıları topladılar; trenin durdurulması gerekecekti.
Soygun gecesi geldiğinde, La Sagrada Familia, trenin geçeceği raylara yakın bir noktada pusuya yattı. Tren raylara yaklaştığında, Bert ve Konstantin, patlayıcıları ateşledi ve tren, büyük bir gürültüyle durdu.
Benjamin ve Derek, silahları ele geçirmek için vagonlara sızdı. Diğer çete üyeleri, etraftaki bekçileri etkisiz hale getirdi. Silahlar, çabucak çuvallara dolduruldu ve çete, atlarına atlayarak geceye karıştı.

Benjamin Rodrigues, La Sagrada Familia’nın ihtişamlı barında otururken, yan masadaki vatandaşların konuşmalarına kulak misafiri oldu. Geçenlerdeki silah sevkiyatı soygununun ardından eski şerifin görevden alındığını ve yerine yeni bir şerifin atandığını öğrendi. Yeni şerifin adı Lionel Williams’tı - bu isim, Benjamin’in abisini acımasızca öldüren adamdı.

Benjamin, La Sagrada Familia çetesinin karizmatik lideridir. Geçmişte, Lionel Williams’ın acımasızca öldürdüğü abisinin intikamını almak için yanıp tutuşmaktadır. Lionel, Benjamin’in abisini bir silah sevkiyatında yakalayıp esir durumdayken gaddarca öldürmüştür ve bu olay, Benjamin’in hayatını sonsuza dek değiştirmiştir. Abisinin ölümünden bu yana, Benjamin’in Lionel’e karşı olan nefreti her geçen gün artmıştır.

Lionel Williams, sert ve acımasız bir şeriftir. Yeni göreve başladığında, Saint Denis’in suç dünyasını temizleme sözü verir. Lionel, Benjamin’in çetesinin varlığını ve zenginliklerini öğrendiğinde, onları hedef alır ve Benjamin’in casinolarına ve barlarına mühür vurur. Bu eylemiyle, Benjamin’in öfkesini daha da körükler ve onun intikam ateşini alevlendirir.

Benjamin, çetesini bu tehlikeli işe karıştırmak istemez ve en güvendiği adamı Derek’i yanına alarak Lionel’in evine sızar. Evin her köşesine dikkatlice patlayıcılar yerleştirirler. Lionel eve geldiğinde, Benjamin ve Derek uzaktan patlayıcıları ateşler ve evi havaya uçururlar. Bu patlama, Lionel’in sonu olur ve Benjamin için bir intikam ritüeli haline gelir.

Bu olay, Saint Denis’te bir efsane olarak anlatılır. Kimse gerçekten ne olduğunu bilmese de, Benjamin ve Lionel arasındaki bu kanlı hesaplaşma, batının vahşi tarihine bir not düşer."

Lionel Williams’ın ölümünden sonra, onun geçmişte Aramis adlı İngiliz çetesiyle ilişkili olduğu ortaya çıkar. Bu çete, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi ciddi suçlarla anılır. Lionel’in bu çeteyle olan bağlantısı, onun şerif olarak güvenilirliğini sorgulatır ve Saint Denis’deki halk arasında şaşkınlık yaratır.
Bu sırada, La Sagrada Familia çetesinin lideri Benjamin ve onun sağ kolu Derek, Lionel’in evini patlatarak intikamını almıştır. Ancak bu eylemleri, Aramis çetesinin dikkatini çeker. Aramis çetesi, Lionel ile olan geçmiş bağlantıları nedeniyle, Benjamin ve çetesinin peşine düşer.
Jimenez, Aramis çetesinin peşlerinde olduğunu öğrenir ve bu bilgiyi konakta tüm çete üyeleriyle paylaşır. Benjamin, Derek ile birlikte gerçekleştirdiği eylemi çete üyelerine anlatmak zorunda kalır. Çete, Aramis’e karşı savunmaya geçer ve bir savaş stratejisi geliştirmeye başlar.

Aramis çetesi, İngiltere’nin karanlık sokaklarında yetişmiş, disiplinli ve acımasız suçlular topluluğudur. Uyuşturucu ve silah kaçakçılığından elde ettikleri gelirle, uluslararası suç ağlarını genişletmişlerdir. Lionel’in ölümü ve onunla olan ilişkilerinin açığa çıkması, Aramis çetesinin dikkatini Amerika’nın batısına, özellikle de La Sagrada Familia’nın üzerine çeker.
Benjamin, çetesinin güvenliğini sağlamak ve Aramis çetesine karşı koymak için hızlı hareket etmelidir. Çete üyeleri, konaklarını savunmak ve olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olmak için silahlarını ve kaynaklarını toplarlar. Benjamin, çetesinin üyelerine, Aramis çetesinin acımasızlığını ve onlara karşı nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiğini anlatır.
Benjamin ve Derek, Aramis çetesinin zayıf noktalarını belirlemek ve onlara karşı avantaj sağlayacak bir plan yapmak için gece gündüz çalışırlar. Çete üyeleri, Saint Denis’in sokaklarında ve çevresindeki alanlarda pusular kurarlar. Her iki taraf da birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için kurnazca hamleler yapar.

La Sagrada Familia’nın hikayesi, Aramis çetesiyle yaşadıkları çatışmada yenilgiye uğramalarıyla trajik bir döneme girer. Güçlü rakipleri karşısında kaybeden çete, bir zamanlar ihtişamlı olan yaşamlarından uzaklaşarak Texas’ın ıssız köşelerine çekilir. Göçebe bir hayata geri dönen bu çete, eski günlerinin anılarıyla avunurken, geleceğin belirsizliği içinde ne olacağını merak eder.
Aramis çetesi ise, bu zaferle gücüne güç katar ve etki alanını genişletir. La Sagrada Familia’nın düşüşü, Aramis için bir basamak taşı olur ve onların suç dünyasındaki hâkimiyetini pekiştirir.
Gelecek, bu iki çetenin kaderini ne şekilde yazacak bilinmez, ancak La Sagrada Familia’nın hikayesi, Devam edecektir....
 

Samuel White

Vatandaş
29 Mar 2024
7
0
1
Ekibin geri kalan hikayesini gerçekleştirmek için Benjamin, Orlandoya eskiden kullandıkları bir kamp yerini tekrar eski günlerde ki güzelliğine kavuşturması için talimat verir.
Talimatı alan Orlando ekibinde ki son kuruşlarla beraber ok ve yay alır. aldığı bu malzemelerle avcılık alanında yeterince iyi olan Orlando dağ keçisi, antilop, geyik avlar. Etini kampa yemek olarak getirir derisini ise Strawberry de satıcısını bulur ve satar. Orlandonun bu çabasını gören Marcel ve Cody de ava çıkarlar ve ellerinde bizon etiyle gelirler. Ekibin neredeyse 1 haftalık et stoğunu yapan bu çalışkan adamlar çetenin tüm yükünü omuzlarında taşımaya başlarlar. Aradan dakikalar geçer ve tekrardan ava çıkmak isteyen bu çete gittikleri dağ yamaçlarında bir den korkutucu sesleriyle bir kurt sürüsüne denk gelirler cesur haydutlar oklarını çektikleri gibi başlarlar kurtları vurmaya, Dört kurdu yere seren bu çete derilerini de soyduktan sonra ayı avına devam ederler ve az ilerisinde dağ yamacında bir ayıya denk gelirler. Ayı 2.50 metre boyunda 200 kg ağırlığında devasa bir yaratık gibi ansızdan çetenın karsısına cıkar ve bu cesur haydutlar oklarla ayıyı da devırerek gunun avcılık ile olan kısmını sonlandırırlar..



20240826011741_1.jpg



20240826012052_1.jpg



20240826015923_1.jpg


Edindikleri postları satarak paralarına para katan bu haydutlar kalacakları kamp yerleri için malzeme alısverısı yaparlar. Orlandonun zevkine güvenen Benjamin, kampın düzenini ve kurulumunu ona verir. Orlanda canla başla çalışır ve ekibi için güzel bir kamp yeri haline dönüştürür. Geceyi iste bir kamp ateşi etrafında sonlandıran La Sagrada Familia günün kısa bir değerlendirmesini de yaptıktan sonra çadırlarına çekilirler



image.png
 

Samuel White

Vatandaş
29 Mar 2024
7
0
1
Sabahın erken saatlerinde Orlando ile beraber uyanır uyanmaz ava çıkan Benjamin gün doğumunda bizon avlamaya başlar20240826120535_1.jpg
buldukları bizonları avlayan bu 2li silahşör derilerini soyar ve kasaba satarlar.

Son zamanlarda cok fazla bizon avlayan kasaba halkı yüzünden kasaplar işi bırakır ve satırlarını asarlar. bunu gören benjamin ekibin geri kalanını toplar ve madencilik, odunculuk gibi para getiren mesleklere yönelirken madenciliğin önünde bir adet jaguara denk gelir.20240826130436_1.jpgjaguarı ekip kolaylıkla oklarını fırlatarak avlarlar daha sonra jaguarında derisini yüzen Orlando dericiye satar.

ekibin yarısı madene yönelirken Benjamin ve Orlando Blackwater a doğru yola çıkarlar. Ormanlardan geçen Benjamin gördüğü manzaraya hayran kalır.
20240826122641_1.jpg
yolcugulun devamında blackwater a yaklasırken birden hava bozar ve yoğun yağmur yağışıyla beraber şimşekler çakmaya başlar.


1724753371256.png
1724753492612.png
1724753504770.png
Blackwaterda Gunsmıth sahipleriyle muhabbet eden bu çete komik anlara dahil olmuştur.

1724753553508.png

Daha sonra Valentine'ye giden bu çete orada bir domuz yetiştiricisine denk gelir. Ufak bir muhabbet sonrasında aralarında tatsızlık yaşayan bu çete, domuz yetiştiricisini yaralamak zorunda kalır.20240826221005_1.jpg
Kamplarına geri dönen çete bugünü de aldıkları kamp malzemelrini kamplarına yetiştirerek sonlandırır. Canla başla çalışan Orlando gün geçtikçe kampını geliştirir.
 

Samuel White

Vatandaş
29 Mar 2024
7
0
1
Blackwater’ın Tozlu Sokakları

Blackwater kasabası, kuru toprakları ve ahşap binalarıyla ünlü bir vahşi batı kasabasıydı. İki güçlü suç çetesi, bu kasabanın karanlık sokaklarında kendi alanlarını korumak için savaşıyordu. La Sagrada Familia ve The Grim Prowess, adını duyuran liderleri Benjamin Rodrigues ve Benjamin Benedict ile kasabanın kaderini belirlemeye çalışıyordu.

La Sagrada Familia

kasabanın yeraltı dünyasının hakimi olarak biliniyordu. Benjamin Rodrigues liderliğindeki bu çete, farklı yeteneklere sahip bir grup suçludan oluşuyordu:

Orlando Marroquin: Gövde sağlama uzmanı, çetenin güvenliğini sağlıyordu.

Marcel Fernandes: At sorumlusu, hızlı kaçışlar için atları yönetiyordu.
Konstantin Rodrigues: Hırsız ve kumarbaz, çetenin finansal işlerini yürütüyordu.
Ryan Lofi: Kaçış uzmanı, dar sokaklarda hızlı hareket edebiliyordu.
Abraham Winchester: Silah uzmanı, çetenin gücünü temsil ediyordu.
Cody Lofi: Stratejist, planları hazırlıyordu.
Felix Hope: Çaylak, henüz deneyimsiz ama istekli.
Noris Fernandes: Zehir uzmanı, sessiz operasyonlarda kullanılıyordu.

Bjorn Lofi: Keskin nişancı, uzaktan tehditleri ortadan kaldırıyordu.

The Grim Prowess’un Gizemli LideriThe Grim Prowess ise daha gizemli bir çeteydi. Benjamin Benedict liderliğindeki bu grup, karanlık işlerde uzmanlaşmıştı. Benedict, kasabanın en zeki ve soğukkanlı liderlerinden biriydi. Çetesi, sessizlik içinde hareket ediyor ve düşmanlarını korkutuyordu.



 

Samuel White

Vatandaş
29 Mar 2024
7
0
1
DOSTANEVİ BULUŞMA

La Sagrada Familia’nın üyeleri, Black Water’ın en ünlü Bar'ın da oturuyorlardı. Ahşap masaların üzerinde mum ışığı titriyordu ve dumanlı havada kumar oynayanlar, içkilerini yudumlayanlar ve gizemli yabancılar vardı. La Sagrada Familia, kasabanın yerlileri arasında hem korkulan hem de saygı gören bir çeteydi. Benjamin Rodrigues, masanın başındaydı ve etrafındaki adamları gözlemliyordu.

The Grim Prowess’un Gelişi

Tam o sırada kapı açıldı ve sessizlik yayıldı. The Grim Prowess’un üyeleri içeri girdi. Benjamin Benedict, liderleri, göz alıcı bir siyah paltosuyla, bardaki dikkatleri üzerine çekti. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı, ama gözleri uyanıktı. Çetesi, sessiz adımlarla içeri girdi ve La Sagrada Familia’nın masasına doğru ilerledi.
Benjamin Rodrigues ve Benjamin Benedict arasındaki ilk bakışma anı unutulmazdı. İkisi de liderlik yükünü taşıyan adamlardı. Rodrigues, beyaz tenli, turuncu saçlı ve gözleri her zaman tetikteydi. Benedict ise daha kalın yapılıydı, ama onun da gözleri her ayrıntıyı yakalayabilirdi. İçkilerini yudumlayarak birbirlerine bakıyorlardı. İlk başta mesafeli olsalar da, bir gizem ve saygı havası çevrelerini sarmıştı.


Dostluk Filizleniyor

Rodrigues, bardaki sessizliği bozdu: “Benjamin Benedict, Black Water’ın en gizemli lideri. Ne zaman gelirseniz, hep bir sürprizle karşımıza çıkıyorsunuz.”Benedict gülümsedi: “Rodrigues, sizin de ününüz her yere yayılmış. La Sagrada Familia’nın cesur lideri olarak tanınıyorsunuz.”İçkilerini kaldırdılar ve birbirlerine saygı gösterdiler. O an, iki lider arasında bir dostluk filizlenmişti. Artık sadece suç dünyasının rekabeti değil, aynı zamanda birbirlerinin gözünde kazandıkları saygı da önemliydi. Bu iki ekip lideri Bar'dan ayrılarak iskele yoluna doğru yürüyüşe çıktılar.

Blackwater Bar.jpg


İskeledeki Sohbet

İskele, denizin kıyısında ahşap direklerle inşa edilmişti. Dalgaların hafifçe vurduğu tahtaların arasından deniz kokusu yükseliyordu. Benjamin Rodrigues ve Benjamin Benedict, sessizce yürüyüşlerine devam ettiler. Ay ışığı, suyun üzerinde dans ediyordu ve bu iki lider, kasabanın karanlık sırlarını paylaşırken birbirlerine daha da yaklaşıyorlardı.

Benedict, “Rodrigues, her liderin kendi hikayesi var. Bizimkisi de karanlık ve karmaşık. Ama belki de bu yüzden anlayışlı olabiliyoruz” dedi.


Ekip tanışması.jpg



Çiftlik Daveti ve Muhteşem Yemekler

Birkaç gün sonra, Benedict, La Sagrada Familia’yı çiftliğine davet etti. Çiftlik, kasabanın dışındaydı ve yemyeşil çimenlerle çevriliydi. Büyük bir ahşap masada oturdular. Yemekler, Benedict’in özel aşçısı tarafından hazırlanmıştı: taze somon, baharatlı biftek, kızarmış patates ve el yapımı ekmekler. Şarap kadehleri kalktı ve iki lider, dostluklarını pekiştiren bir kadeh içti.Yemek boyunca sohbetler uzun sürdü. Rodrigues, Benedict’in hırsızlık tekniklerini, Benedict ise Rodrigues’in liderlik stratejilerini merakla dinledi. İçlerindeki düşmanlık yerini saygıya bıraktı. Artık sadece işbirliği değil, aynı zamanda dostluk da bu iki çete arasındaki bağı güçlendirmişti.


Ekip.png


İşte böyle, o iskelede başlayan sohbet, bir çiftlik masasında devam ederek dostluğa dönüştü.