Darell Clark, sıradanlığın büyüsüyle kaplı Blackwater kasabasında, sıcak ve sevgi dolu bir ailede büyümüştü. Anne ve babası, Marianne ve John Clark, kasabanın gönüllü ruhlarıydı. Marianne, çiçeklerin arasında dans eder gibiydi, tıpkı saçlarının rüzgarla oynadığı gibi. Jhon ise herkesin en iyi haline gelmesi için çabalayan bir adamdı. Darell'in en yakın dostu, kardeşi Claire idi. İkisi birlikte büyümüş, birlikte gülmüş ve birlikte ağlamışlardı. Claire, cesur bir ruha ve sınırsız bir hayal gücüne sahipti; Darell'in ise sakin ve düşünceli doğası, onun bir kaya gibi güvenilir olmasını sağlamıştı. Ancak, her masal gibi, bu ailede de karanlık bir gölge vardı. Darell'in annesi Marianne, uzun zamandır bir hastalıkla mücadele ediyordu. Sonunda, Marianne'in hayatı son bulduğunda, aile için gerçek bir sınav başladı. John, eşini ve aşkını kaybetmenin acısıyla boğuşurken, Darell ve Claire, kendi yollarını bulmak için yalnızca birbirlerine güvenebiliyorlardı. Darell için hayat, annesinin kaybıyla daha karmaşık hale geldi. Onun için artık her şey bir sınavdı. Babasının hüzünlü gözlerine baktığında, içinde bir parça umut taşıyarak güç bulmalıydı. Aynı zamanda, Claire'in cesaretine ve neşesine olan ihtiyacı da artmıştı. Onun için, aile bağları her zamankinden daha önemliydi. Kasabanın etrafında dolaşırken, Darell kendi iç dünyasında dolaşıyormuş gibi hissediyordu. Babasının bahçesindeki çiçeklerin kokusu, annesini hatırlatıyordu. Claire'in kahkahaları, yaşamın güzelliklerini hatırlatıyordu. Bir gün, annesinin eski günlüğünü bulduğunda, onun hikayesini yeniden keşfetmeye başladı. Annesinin yazdığı satırlar, ona güç ve ilham verdi. Yavaş yavaş, Darell hayatına yeniden anlam kazandırmaya başladı. Babasına yardım etmek için daha fazla zaman ayırdı, onunla konuştu, onunla sessizce yürüdü. Claire ile daha fazla vakit geçirdi, onun neşesinden beslendi, hayata dair umudu tazeledi. Ve en önemlisi, kendi iç dünyasında barışı bulmaya başladı. Zamanla, Darell Clark kasabanın bir parçası olmaktan ziyade, kasabanın bir ruhu haline geldi. Onun içindeki ateş, annesinin ve ailesinin mirasıydı. Artık neşeli güllerin arasında dans eden Marianne gibi olamazdı belki, ama onun hatırası Darell'in yüreğinde sonsuza dek yeşeriyordu ve yaşayacaktı. Darell, ailesinin sevgisi ve hatıralarıyla, yeniden kök saldı. Ailesinin verdiği güçle, devam etti ve her adımı, annesinin anısına bir saygı duruşu olarak görüyordu..
John ise oğlunun artık ayakta durması gerektiğini ve hayatı öğrenmesi gerektiğini düşünmekteydi bu yüzden gidip Blackwater Saloon'un sahibi William ile görüşüp Saloon'u satın almak için anlaşmaya vardı. Darell her ne kadar istemese de bu işi yapmak zorunda kaldı. İlk işi Blackwater Saloon'u eski özlenen günlerine geri getirmek oldu, bunun için eski ahşapları tek tek, tek başına zımparaladı ve cilaladı. Tüm eski mobilyalardan kurtulup yerlerine yeni mobilyalar getirtti bu işler Darell'a her ne kadar pahalı'ya patlarsa patlasın o asla bu işi yapmaktan vazgeçmedi. Geçen süreden sonra hala işlerin kötü olması üzerine Blackwater kasabası ile özdeşmiş Saloon'un adını CLARK Saloon olarak değiştirdi.
John ise oğlunun artık ayakta durması gerektiğini ve hayatı öğrenmesi gerektiğini düşünmekteydi bu yüzden gidip Blackwater Saloon'un sahibi William ile görüşüp Saloon'u satın almak için anlaşmaya vardı. Darell her ne kadar istemese de bu işi yapmak zorunda kaldı. İlk işi Blackwater Saloon'u eski özlenen günlerine geri getirmek oldu, bunun için eski ahşapları tek tek, tek başına zımparaladı ve cilaladı. Tüm eski mobilyalardan kurtulup yerlerine yeni mobilyalar getirtti bu işler Darell'a her ne kadar pahalı'ya patlarsa patlasın o asla bu işi yapmaktan vazgeçmedi. Geçen süreden sonra hala işlerin kötü olması üzerine Blackwater kasabası ile özdeşmiş Saloon'un adını CLARK Saloon olarak değiştirdi.